Makale Arama
ARA
Son Makaleler

ASGARİ ÜCRET VE GEÇİM STANDARTLARI 

Asgari ücret, işverenlerin çalışanlarına yasal olarak ödeyebilecekleri en düşük ücreti, yani emeklerinin karşılığında çalışanın kabul edebileceği taban fiyatı ifade eder. 20 yüzyılın sonuna kadar asgari ücret mevzuatı birçok ülkede uygulanmaya başlamıştır. 

Türkiye‘de asgari ücret resmi olarak ilk defa ,1936 tarihli İş Kanunu ile mevzuata girmiştir. Uygulama ise 1951 yılında başlamıştır.1951-1967 yılları arasında mahalli komisyonlar tarafından bölgelere göre belirlenmiştir.

12 Ağustos 1967 yılında 931 Sayılı İş Kanunu Resmi Gazete’de yayınlanmış ve yürürlüğe girmiştir. İlk toplantı 1969 yılında yapılmış ve 6 Haziran 1969 tarihinde Komisyon iller, sosyal ve ekonomik gelişmiş düzeylerine bağlı olarak 6 grupta sınıflandırılmış her bir grup için farklı asgari ücret rakamı belirlenmiştir. Mahalli Komisyonların bu çalışmaları 31 Ekim 1972 tarihine kadar uygulanmıştır.

Süreç içerisinde Türkiye İşçi Partisinin itirazları sonucunda konu Anayasa Mahkemesine taşınmış ve 931 Sayılı İş Kanunu iptal edilmiştir. Ardından 1475 Sayılı İş Kanunu 1 Eylül 1971 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanmış ve aynı gün yürürlüğe girmiştir.1475 Sayılı İş Kanunu’na göre yapılan ilk asgari ücret tespiti 1972 yılında sanayi kesiminde çalışanlar için yapılmış ve 4 bölgede asgari ücret belirlenmeye başlamıştır.

Ardından 30 Haziran 1974 tarihli Asgari Ücret Tespit Komisyonu kararı ile ülke düzeyinde ulusal asgari ücret uygulamasına başlanmış sadece tarım ve orman işçileri için ayrı bir asgari ücret belirlemeye devam edilmiştir. Bu uygulama da 1988 yılına kadar devam etmiş bu tarihten sonra ise tek bir ulusal asgari ücret uygulanmıştır.

Dünya ülkelerine baktığımızda ise bölgesel asgari ücret Portekiz, ABD, Çin, Filipinler, Japonya gibi ülkelerde uygulanan bir sistemdir. Kanada ve ABD eyaletlere göre farklı bölgesel asgari ücret uygulaması da devam etmektedir.

Dünya ülkelerinde genel olarak çalışanların gıda, yol, barınma gibi harcamaları işverenin ödeme gücü, sürekliliği, istihdam olunan sektörün özelliği ve iş kolları dikkate alınarak düzenlenmektedir. Biz de ise özellikle son 15 yıldır işveren ve hükümet tarafından belirlenmektedir.

Asgari Ücret için dünya uygulamalarına baktığımızda genel olarak bir çalışanın o günkü fiyat seviyesinde beslenme, barınma, giyinme gibi insani yaşam gereklerini karşılayabilecek en az ücret seviyesi olarak tanımlanır ve asgari ücret ile çalışanların oranı toplam çalışanlar içinde %10’u geçmez. Bizim Ülkemiz de ise bu rakam %40 ’ ara ulaşmıştır.

Türkiye‘de asgari ücret, bir işçinin kanunca 30 gün üzerinden minimum alması gereken brüt ücrettir. Asgari ücretin günlük olarak belirlenmesi esastır. Günlük hesap üzerinden de “Aylık” ve “Saat” ücreti hesaplanmaktadır. Haftalık standart çalışma süresi 45 saattir, bu süre haftanın bir günü izin yapıldığı varsayılarak diğer günlerine eşit dağıtılması durumunda günlük 7 saat 30 dakikadır. 

 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren asgari ücretten vergi kesintisi tamamen kaldırıldı. Diğer çalışanların ücretlerinden asgari ücrete kadar olan kısmı da vergi kesintisi dışında bırakıldı. Bu uygulama işverenlerin asgari ücret ile çalıştırmasının önünü açtı.

Asgari Ücret Yönetmeliği 4/d maddesinde bir kişinin gıda, barınma, sağlık, kültür, ulaşım gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden en az seviye de karşılayabileceği ücret olarak tanımlasa da son on yıldır bu tanımdan uzaklaşmıştır. Asgari ücret açlık sınırının altında tek bir kişinin dahi yaşam maliyetini karşılayamayacak düzeye gelmiştir. Büyük şehirlerde bekar bir çalışanın yaşam maliyeti aylık 38.751 TL dir.

Günümüze kadar birkaç değişiklikle varlığını sürdüren asgari ücret tespit komisyonu uygulaması ile her sene Asgari Ücret Komisyonu toplanarak yıllık asgari ücret tutarını belirler. 

Asgari Ücreti belirleyen Komisyonda işçi, işveren ve hükümetten beşer temsilci olmak üzere 15 kişi bulunuyor. Komisyonda ilgili kararların kesinleşmesi için oy birliği yerine oy çokluğu aranmaktadır. Son 18 yılda ilgili komisyonun aldığı 18 karardan 13‘ü işveren ve devlet temsilcilerinin verdiği oy ile alınmıştır. İşçinin Komisyonda adı da sözü de yoktur.

Asgari Ücret aslında dünyada sembolik bir ücrettir. Bizim ülkemizde çalışanların yarısını doğrudan etkileyen bir ücrettir. 2025 verileri ile asgari ücret 22.104 Lira ortalama ücret ise 33.000Liradır. Ülkemizde 2012 yılında ortalama ücret asgari ücretin 2,25 katıydı. Bugün ise Türkiye ‘de ortalama ücret asgari ücretin 1,5 katıdır. Ortalama ücret, asgari ücrete yaklaştı.

Ülkemiz de kayıtlı 2.210 bin işletme var. Bunlar dan sadece 42.000 işletme elli ve üzerinde işçi çalıştırıyor. Ülkemizde işletmelerin büyük bir kısmı 10 kişi ve altında işçi çalıştırıyor. Yanında sadece bir kişi çalıştıran işletme sayısı 700 bindir. Bu nedenle asgari ücret rakamı belirlenirken işletmelerin büyüklüğü de dikkate alınmalıdır.

Somut olarak söylersek 2025 yılı asgari ücreti belirlenirken yıl sonu enflasyonu %45 iken asgari ücrete %30 artış yapıldı.2025 yılına zaten 15 puan alacaklı olarak giren başta asgari ücretliler olmak üzere tüm sabit ücretlilerin alım gücü yıl boyunca eridi.

İktidar yüksek enflasyona rağmen yıl boyunca asgari ücreti artırmadı. Bugün bir ailede 4 kişi ana baba ve iki çocuktan ana baba çalışsa da aldıkları aylıklarla yoksulluk sınırına ulaşamıyorlar. Her ay TÜRK-İŞ tarafından hesaplanan açlık sınırı Kasım 2025 için 29.827, yoksulluk sınırı ise 97.159 Lira olarak açıklandı.

Türkiye ‘de işçilerin yarısı asgari ücretli, asgari ücret ise 22.104 Lira. Eskiden biz yılın ortalarında asgari ücretin açlık sınırının altına gerilediğini konuşurduk. Oysa artık 2024 yılında asgari ücret sadece 3 ay açlık sınırının üzerindeydi. 2025 yılında ise sadece Ocak ayında açlık sınırının üzerindeydi. Şubat 2025 tarihinden itibaren açlık sınırının altına gerilemiş oldu.

Asgari ücret ülkemizde ortalama ücret haline gelmişken sadece asgari ücretle çalışanların değil, bu ülkede emeği ile geçinen herkesin gelirini ve yaşam koşullarını etkileyen asgari ücretin belirlenmesi süreci Devletin toplumla yaptığı en büyük TOPLU SÖZLEŞMEDİR.

Bugün Asgari Ücret Tespit Komisyonu göstermelik toplanıyor olarak görülse de, işverenler tarafından tek taraflı olarak belirlense de 2026 yılı yine Asgari Ücreti toplanan komisyon belirleyecektir. Bu demek değildir ki, Asgari Ücret tespiti sadece masa başında toplanan taraflarla belirlenir,  hepimizin gerek meydanlarda gerek sokakta söz yükselteceğimiz vatandaş olarak hak arayacağımız ana konulardan biri olduğu unutulmamalıdır.

Enflasyon tek haneli rakamlara ininceye kadar Asgari ücret yılda iki defa güncellenmelidir.

Asgari ücrete 2025 yılında da hedef enflasyona göre artış yapıldı. Kasım sonu itibariyle asgari ücretlinin alım gücü 6574 Lira düştü. Bu yılsonunda asgari ücretteki alım gücü kaybı yaklaşık 7400 Liraya ulaşacak. Yani yılsonunda asgari ücretlinin bir yıllık alım gücü kaybı 50 bin lirayı aşmış olacak. Yıl sonunda 14.000 Liralara düşmüş bir asgari ücretten bahsediyoruz.

2026 yılı Asgari Ücret belirlenirken bu kayıpların giderilmesi gerekir. Âmâ Hükümet Uluslararası Finans Kuruluşlarından aldığı enflasyon bilgilendirmesi ile hareket ediyor. Hedef enflasyona göre Asgari Ücret belirlensin isteniyor.

Peki, ülkemizde hedef enflasyon hiç tuttu mu? En son 2009 yılında hedef enflasyon tuttu bundan sonra da tabela da hedef enflasyon %5 olarak yazıldı.2009 yılından beri de hiç tutmadı. Hedefleri de yıl içinde sürekli revize etti.

Bu yıl yine hedeflenen enflasyona göre Asgari Ücreti belirleriz demeleri işçi sınıfının yoksullaşması demektir. 

Kadın işçilerin %60 ‘ı asgari ücret ve asgari ücretin altında ücretlerle çalışmaktadır. 

Asgari ücret istisnai bir ücret değildir. Halbuki yıllardır Asgari Ücret Tespit Komisyonu Asgari Ücreti tek taraflı olarak belirlemekte bunu yaparken de ne insanca koşulları, ne asgari ücrete dair evrensel kuralları, ne TUIK verilerini ne de ekonomik büyümeyi dikkate almaktadır. Komisyon süreci keyfi bir biçimde yürütmektedir. Bugün artık Komisyonun varlığından söz etmek de mümkün değildir.

Asgari Ücretin tespitinde işçinin bakmakla yükümlü olduğu kişiler önemlidir. Bütün Uluslararası Belgeler, Uluslararası Çalışma Örgütü ILO, bütün dünya da asgari ücreti asgari ücretlinin ailesi ile birlikte geçineceği ücret olarak tarif eder. Ancak ülkemizde asgari ücret hala tek bir işçi üzerinden hesaplanmaktadır. Uluslararası standartlara uygun bir biçimde asgari ücret işçinin sadece kendisinin değil bakmakla yükümlü olduğu kişilerle birlikte geçinebileceği bir ücret olarak belirlenmelidir.

Asgari Ücret sadece enflasyona göre belirlenmemeli büyümeden de pay almalıdır. Kişi başı gayri safi yurtiçi hasıla dikkate alınarak pazarlıkla belirlenmelidir.

Asgari Ücret geçim koşulları ve ülke ekonomisindeki büyüme dikkate alınarak saptanmalıdır. Bu çerçevede bir hane de iki kişi çalışıyorsa o eve en az bir yoksulluk sınırı kadar gelir girebilmesi sağlanmalıdır.

Asgari ücret belirlenirken en düşük kamu işçisi ücreti (35.000TL ) ve en düşük kamu memur maaşı (50.000 TL) da dikkate alınmalıdır.

Asgari Ücretin kişi başı milli gelire oranı sürekli düşmektedir.1974 yıllında asgari ücretin kişi başı milli gelire oranı %80 ler düzeyindeyken şu anda bu oran %43 ‘e düşmüş durumdadır.

1974 yılından beri Türkiye işçi sınıfı çalışıyor, üretiyor daha fazla verimli çalışıyor, fakat bu ücretlere yansımıyor. 

Asgari Ücretli 2005 yılında bir yıllık kazancı ile 31 adet Cumhuriyet altını alabiliyorken bugün 9 adet Cumhuriyet altını alabiliyor.

Bizi kıskanan Avrupa ile kıyas yapacak olursak, Avrupa ‘nın en düşük asgari ücreti bizim ülkemizde işçi sınıfına verilmektedir. Çok değil sadece on yıl önce 2015 yılında Euro cinsinden asgari ücreti kıyasladığımızda bizden düşük asgari ücreti olan 10 ülke varken bugün sadece Arnavutluk ve Bulgaristan da bizden düşük asgari ücret verilmektedir.

Türkiye bütün Avrupa da en düşük asgari ücret ödeyen üç ülkeden biridir.

Türkiye ‘yi asgari ücretliler ülkesi olmaktan kurtarmak ana hedefimiz olmalıdır.

 Türkiye ‘de açlıktan bayılan çocukların olduğu yerde AVM ler dolu demenizin bir karşılığı yoktur. Bu bir ölçüt olamaz. Kimin enflasyon yarattığı önemlidir.

Milyonları yoksullaştırarak enflasyonu düşürmeyi planlayan ekonomi yönetimi ile derin bir yoksulluk içindeyiz.

2026 yılı bütçesinde 2 Trilyon 742 milyon faiz ödemesi bulunuyor. Sosyal Yardımlar için bütçede ayrılan rakam ise 912 milyar yani yoksulluk artacak refah seviyesinden uzaklaşıyor. 

Ülkemizin içinden geçtiği kara tablo bir tesadüf değil bir tercihtir. Bugün ülkeyi yönetenler enflasyonu değil ücretleri baskılamaktadır. Bu politikaları bile isteye tercih etmektedir.

Ücret politikasından vergi politikasına kadar her şey ama her şey iktidarın tüm tercihlerinin amacı ücretliden, sabit gelirliden emekliden emekçiden alıp sermayeye, bankalara kaynak aktarmaktır. 

Bu ülkenin neredeyse tamamı geçim sıkıntısı çekmektedir. Geçim sorunu bir bölüşüm, adalet sorunudur. Adalet ve Demokrasi mücadelesi emek ister.

Bizler biliyoruz ki bu ülkenin emekçileri olarak haklarımızı alıncaya kadar mücadele edeceğiz.

İnsanca yaşanacak bir asgari ücret için yan yana mücadele edilmelidir. 

Türkiye ‘de yaşadığımız şey gelir eşitsizliğidir. Zenginin çok zengin fakirin çok fakir olduğu yerlerde ekonomiyi soğutamazsınız.

 

SON 5 YILDA ASGARİ ÜCRET ARTIŞI

 

YIL / ENFLASYONZAM 
2021/ %14,6%21,6
2022/ %36,08%39,9+%29,3
2023/ %64,27%54,7+%34
2024/ %64,77%49,1
2025/ %44,38%30
2026/  %32%32+???
ARA

ASGARİ ÜCRET VE GEÇİM STANDARTLARI 

Asgari ücret, işverenlerin çalışanlarına yasal olarak ödeyebilecekleri en düşük ücreti, yani emeklerinin karşılığında çalışanın kabul edebileceği taban fiyatı ifade eder. 20 yüzyılın sonuna kadar asgari ücret mevzuatı birçok ülkede uygulanmaya başlamıştır. 

Türkiye‘de asgari ücret resmi olarak ilk defa ,1936 tarihli İş Kanunu ile mevzuata girmiştir. Uygulama ise 1951 yılında başlamıştır.1951-1967 yılları arasında mahalli komisyonlar tarafından bölgelere göre belirlenmiştir.

12 Ağustos 1967 yılında 931 Sayılı İş Kanunu Resmi Gazete’de yayınlanmış ve yürürlüğe girmiştir. İlk toplantı 1969 yılında yapılmış ve 6 Haziran 1969 tarihinde Komisyon iller, sosyal ve ekonomik gelişmiş düzeylerine bağlı olarak 6 grupta sınıflandırılmış her bir grup için farklı asgari ücret rakamı belirlenmiştir. Mahalli Komisyonların bu çalışmaları 31 Ekim 1972 tarihine kadar uygulanmıştır.

Süreç içerisinde Türkiye İşçi Partisinin itirazları sonucunda konu Anayasa Mahkemesine taşınmış ve 931 Sayılı İş Kanunu iptal edilmiştir. Ardından 1475 Sayılı İş Kanunu 1 Eylül 1971 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanmış ve aynı gün yürürlüğe girmiştir.1475 Sayılı İş Kanunu’na göre yapılan ilk asgari ücret tespiti 1972 yılında sanayi kesiminde çalışanlar için yapılmış ve 4 bölgede asgari ücret belirlenmeye başlamıştır.

Ardından 30 Haziran 1974 tarihli Asgari Ücret Tespit Komisyonu kararı ile ülke düzeyinde ulusal asgari ücret uygulamasına başlanmış sadece tarım ve orman işçileri için ayrı bir asgari ücret belirlemeye devam edilmiştir. Bu uygulama da 1988 yılına kadar devam etmiş bu tarihten sonra ise tek bir ulusal asgari ücret uygulanmıştır.

Dünya ülkelerine baktığımızda ise bölgesel asgari ücret Portekiz, ABD, Çin, Filipinler, Japonya gibi ülkelerde uygulanan bir sistemdir. Kanada ve ABD eyaletlere göre farklı bölgesel asgari ücret uygulaması da devam etmektedir.

Dünya ülkelerinde genel olarak çalışanların gıda, yol, barınma gibi harcamaları işverenin ödeme gücü, sürekliliği, istihdam olunan sektörün özelliği ve iş kolları dikkate alınarak düzenlenmektedir. Biz de ise özellikle son 15 yıldır işveren ve hükümet tarafından belirlenmektedir.

Asgari Ücret için dünya uygulamalarına baktığımızda genel olarak bir çalışanın o günkü fiyat seviyesinde beslenme, barınma, giyinme gibi insani yaşam gereklerini karşılayabilecek en az ücret seviyesi olarak tanımlanır ve asgari ücret ile çalışanların oranı toplam çalışanlar içinde %10’u geçmez. Bizim Ülkemiz de ise bu rakam %40 ’ ara ulaşmıştır.

Türkiye‘de asgari ücret, bir işçinin kanunca 30 gün üzerinden minimum alması gereken brüt ücrettir. Asgari ücretin günlük olarak belirlenmesi esastır. Günlük hesap üzerinden de “Aylık” ve “Saat” ücreti hesaplanmaktadır. Haftalık standart çalışma süresi 45 saattir, bu süre haftanın bir günü izin yapıldığı varsayılarak diğer günlerine eşit dağıtılması durumunda günlük 7 saat 30 dakikadır. 

 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren asgari ücretten vergi kesintisi tamamen kaldırıldı. Diğer çalışanların ücretlerinden asgari ücrete kadar olan kısmı da vergi kesintisi dışında bırakıldı. Bu uygulama işverenlerin asgari ücret ile çalıştırmasının önünü açtı.

Asgari Ücret Yönetmeliği 4/d maddesinde bir kişinin gıda, barınma, sağlık, kültür, ulaşım gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden en az seviye de karşılayabileceği ücret olarak tanımlasa da son on yıldır bu tanımdan uzaklaşmıştır. Asgari ücret açlık sınırının altında tek bir kişinin dahi yaşam maliyetini karşılayamayacak düzeye gelmiştir. Büyük şehirlerde bekar bir çalışanın yaşam maliyeti aylık 38.751 TL dir.

Günümüze kadar birkaç değişiklikle varlığını sürdüren asgari ücret tespit komisyonu uygulaması ile her sene Asgari Ücret Komisyonu toplanarak yıllık asgari ücret tutarını belirler. 

Asgari Ücreti belirleyen Komisyonda işçi, işveren ve hükümetten beşer temsilci olmak üzere 15 kişi bulunuyor. Komisyonda ilgili kararların kesinleşmesi için oy birliği yerine oy çokluğu aranmaktadır. Son 18 yılda ilgili komisyonun aldığı 18 karardan 13‘ü işveren ve devlet temsilcilerinin verdiği oy ile alınmıştır. İşçinin Komisyonda adı da sözü de yoktur.

Asgari Ücret aslında dünyada sembolik bir ücrettir. Bizim ülkemizde çalışanların yarısını doğrudan etkileyen bir ücrettir. 2025 verileri ile asgari ücret 22.104 Lira ortalama ücret ise 33.000Liradır. Ülkemizde 2012 yılında ortalama ücret asgari ücretin 2,25 katıydı. Bugün ise Türkiye ‘de ortalama ücret asgari ücretin 1,5 katıdır. Ortalama ücret, asgari ücrete yaklaştı.

Ülkemiz de kayıtlı 2.210 bin işletme var. Bunlar dan sadece 42.000 işletme elli ve üzerinde işçi çalıştırıyor. Ülkemizde işletmelerin büyük bir kısmı 10 kişi ve altında işçi çalıştırıyor. Yanında sadece bir kişi çalıştıran işletme sayısı 700 bindir. Bu nedenle asgari ücret rakamı belirlenirken işletmelerin büyüklüğü de dikkate alınmalıdır.

Somut olarak söylersek 2025 yılı asgari ücreti belirlenirken yıl sonu enflasyonu %45 iken asgari ücrete %30 artış yapıldı.2025 yılına zaten 15 puan alacaklı olarak giren başta asgari ücretliler olmak üzere tüm sabit ücretlilerin alım gücü yıl boyunca eridi.

İktidar yüksek enflasyona rağmen yıl boyunca asgari ücreti artırmadı. Bugün bir ailede 4 kişi ana baba ve iki çocuktan ana baba çalışsa da aldıkları aylıklarla yoksulluk sınırına ulaşamıyorlar. Her ay TÜRK-İŞ tarafından hesaplanan açlık sınırı Kasım 2025 için 29.827, yoksulluk sınırı ise 97.159 Lira olarak açıklandı.

Türkiye ‘de işçilerin yarısı asgari ücretli, asgari ücret ise 22.104 Lira. Eskiden biz yılın ortalarında asgari ücretin açlık sınırının altına gerilediğini konuşurduk. Oysa artık 2024 yılında asgari ücret sadece 3 ay açlık sınırının üzerindeydi. 2025 yılında ise sadece Ocak ayında açlık sınırının üzerindeydi. Şubat 2025 tarihinden itibaren açlık sınırının altına gerilemiş oldu.

Asgari ücret ülkemizde ortalama ücret haline gelmişken sadece asgari ücretle çalışanların değil, bu ülkede emeği ile geçinen herkesin gelirini ve yaşam koşullarını etkileyen asgari ücretin belirlenmesi süreci Devletin toplumla yaptığı en büyük TOPLU SÖZLEŞMEDİR.

Bugün Asgari Ücret Tespit Komisyonu göstermelik toplanıyor olarak görülse de, işverenler tarafından tek taraflı olarak belirlense de 2026 yılı yine Asgari Ücreti toplanan komisyon belirleyecektir. Bu demek değildir ki, Asgari Ücret tespiti sadece masa başında toplanan taraflarla belirlenir,  hepimizin gerek meydanlarda gerek sokakta söz yükselteceğimiz vatandaş olarak hak arayacağımız ana konulardan biri olduğu unutulmamalıdır.

Enflasyon tek haneli rakamlara ininceye kadar Asgari ücret yılda iki defa güncellenmelidir.

Asgari ücrete 2025 yılında da hedef enflasyona göre artış yapıldı. Kasım sonu itibariyle asgari ücretlinin alım gücü 6574 Lira düştü. Bu yılsonunda asgari ücretteki alım gücü kaybı yaklaşık 7400 Liraya ulaşacak. Yani yılsonunda asgari ücretlinin bir yıllık alım gücü kaybı 50 bin lirayı aşmış olacak. Yıl sonunda 14.000 Liralara düşmüş bir asgari ücretten bahsediyoruz.

2026 yılı Asgari Ücret belirlenirken bu kayıpların giderilmesi gerekir. Âmâ Hükümet Uluslararası Finans Kuruluşlarından aldığı enflasyon bilgilendirmesi ile hareket ediyor. Hedef enflasyona göre Asgari Ücret belirlensin isteniyor.

Peki, ülkemizde hedef enflasyon hiç tuttu mu? En son 2009 yılında hedef enflasyon tuttu bundan sonra da tabela da hedef enflasyon %5 olarak yazıldı.2009 yılından beri de hiç tutmadı. Hedefleri de yıl içinde sürekli revize etti.

Bu yıl yine hedeflenen enflasyona göre Asgari Ücreti belirleriz demeleri işçi sınıfının yoksullaşması demektir. 

Kadın işçilerin %60 ‘ı asgari ücret ve asgari ücretin altında ücretlerle çalışmaktadır. 

Asgari ücret istisnai bir ücret değildir. Halbuki yıllardır Asgari Ücret Tespit Komisyonu Asgari Ücreti tek taraflı olarak belirlemekte bunu yaparken de ne insanca koşulları, ne asgari ücrete dair evrensel kuralları, ne TUIK verilerini ne de ekonomik büyümeyi dikkate almaktadır. Komisyon süreci keyfi bir biçimde yürütmektedir. Bugün artık Komisyonun varlığından söz etmek de mümkün değildir.

Asgari Ücretin tespitinde işçinin bakmakla yükümlü olduğu kişiler önemlidir. Bütün Uluslararası Belgeler, Uluslararası Çalışma Örgütü ILO, bütün dünya da asgari ücreti asgari ücretlinin ailesi ile birlikte geçineceği ücret olarak tarif eder. Ancak ülkemizde asgari ücret hala tek bir işçi üzerinden hesaplanmaktadır. Uluslararası standartlara uygun bir biçimde asgari ücret işçinin sadece kendisinin değil bakmakla yükümlü olduğu kişilerle birlikte geçinebileceği bir ücret olarak belirlenmelidir.

Asgari Ücret sadece enflasyona göre belirlenmemeli büyümeden de pay almalıdır. Kişi başı gayri safi yurtiçi hasıla dikkate alınarak pazarlıkla belirlenmelidir.

Asgari Ücret geçim koşulları ve ülke ekonomisindeki büyüme dikkate alınarak saptanmalıdır. Bu çerçevede bir hane de iki kişi çalışıyorsa o eve en az bir yoksulluk sınırı kadar gelir girebilmesi sağlanmalıdır.

Asgari ücret belirlenirken en düşük kamu işçisi ücreti (35.000TL ) ve en düşük kamu memur maaşı (50.000 TL) da dikkate alınmalıdır.

Asgari Ücretin kişi başı milli gelire oranı sürekli düşmektedir.1974 yıllında asgari ücretin kişi başı milli gelire oranı %80 ler düzeyindeyken şu anda bu oran %43 ‘e düşmüş durumdadır.

1974 yılından beri Türkiye işçi sınıfı çalışıyor, üretiyor daha fazla verimli çalışıyor, fakat bu ücretlere yansımıyor. 

Asgari Ücretli 2005 yılında bir yıllık kazancı ile 31 adet Cumhuriyet altını alabiliyorken bugün 9 adet Cumhuriyet altını alabiliyor.

Bizi kıskanan Avrupa ile kıyas yapacak olursak, Avrupa ‘nın en düşük asgari ücreti bizim ülkemizde işçi sınıfına verilmektedir. Çok değil sadece on yıl önce 2015 yılında Euro cinsinden asgari ücreti kıyasladığımızda bizden düşük asgari ücreti olan 10 ülke varken bugün sadece Arnavutluk ve Bulgaristan da bizden düşük asgari ücret verilmektedir.

Türkiye bütün Avrupa da en düşük asgari ücret ödeyen üç ülkeden biridir.

Türkiye ‘yi asgari ücretliler ülkesi olmaktan kurtarmak ana hedefimiz olmalıdır.

 Türkiye ‘de açlıktan bayılan çocukların olduğu yerde AVM ler dolu demenizin bir karşılığı yoktur. Bu bir ölçüt olamaz. Kimin enflasyon yarattığı önemlidir.

Milyonları yoksullaştırarak enflasyonu düşürmeyi planlayan ekonomi yönetimi ile derin bir yoksulluk içindeyiz.

2026 yılı bütçesinde 2 Trilyon 742 milyon faiz ödemesi bulunuyor. Sosyal Yardımlar için bütçede ayrılan rakam ise 912 milyar yani yoksulluk artacak refah seviyesinden uzaklaşıyor. 

Ülkemizin içinden geçtiği kara tablo bir tesadüf değil bir tercihtir. Bugün ülkeyi yönetenler enflasyonu değil ücretleri baskılamaktadır. Bu politikaları bile isteye tercih etmektedir.

Ücret politikasından vergi politikasına kadar her şey ama her şey iktidarın tüm tercihlerinin amacı ücretliden, sabit gelirliden emekliden emekçiden alıp sermayeye, bankalara kaynak aktarmaktır. 

Bu ülkenin neredeyse tamamı geçim sıkıntısı çekmektedir. Geçim sorunu bir bölüşüm, adalet sorunudur. Adalet ve Demokrasi mücadelesi emek ister.

Bizler biliyoruz ki bu ülkenin emekçileri olarak haklarımızı alıncaya kadar mücadele edeceğiz.

İnsanca yaşanacak bir asgari ücret için yan yana mücadele edilmelidir. 

Türkiye ‘de yaşadığımız şey gelir eşitsizliğidir. Zenginin çok zengin fakirin çok fakir olduğu yerlerde ekonomiyi soğutamazsınız.

 

SON 5 YILDA ASGARİ ÜCRET ARTIŞI

 

YIL / ENFLASYONZAM 
2021/ %14,6%21,6
2022/ %36,08%39,9+%29,3
2023/ %64,27%54,7+%34
2024/ %64,77%49,1
2025/ %44,38%30
2026/  %32%32+???